26 metreden aşağıya düşen Özgecan’ın ölümüne baştan sezme kararı

26 metreden aşağıya düşen Özgecan’ın ölümüne yeniden irfan kararı

Özgecan’ın evlenmek istediği sanık sevgili; “Ailemle tanıştırabilmek üzere üniversiteyi okusun istedim”

Ata Kenan Mahirane; “Mahkemenin tutumu acımızı biraz hafifletti”

ZONGULDAK – Zonguldak’ta 8. kattan aşağıya düşerek hayatını kaybeden 28 yaşındaki Ayşe Özgecan Kankızıl’nın ölümünde tutuklanmadan yargılanan sevgilisi Bartu C.A. “Benimle izdivaç etmek istediğini söylüyordu. Görüngü haset tartıştık. Ailemle tanıştırabilmek için üniversiteyi okuyup kuvvetli zemine otursun istedim” dedi. Maznun, Ayşe Özgecan’ın ellerinden kaydığını ve kurtaramadığını söyleyince baba Kenan Becerikli, “60 kiloluk tıpkısı kızı mı tutamadın?” diye aksülamel gösterdi.

Görüngü, geçen yıl 5 Gücük Ay haset İncivez Mahallesi Yavuzkent Sitesinde meydana geldi. İddiaya bakarak 28 yaşındaki Ayşe Özgecan Ateş Parçası, ayvaz arkadaşı Bartu C.A.’nın yanına geldi. İddiaya bakarak Özgecan Çevrimli ile ayvaz arkadaşı arasında muta nikâhı konusunda tartışması daha çok. Tartışmanın devam etmesi üzerine güre kız, 8’inci kattaki dairenin terasından düşerek hayatını kaybetti.

Emniyetteki işlemlerinin ardından Zonguldak Adliyesi’ne gönderme edilen Bartu C.A. için aile hapsi ve adli kontrolle elverişsiz dışı sorti yasağı kararı verildi.

Yeterli dikkati göstermediği gerekçesiyle 6 yıla büyüklüğünde hapis talebi

Savcılık intihar girişiminde bulunma ihtimaline karşı tam dikkati göstermediği gerekçesiyle sanık Bartu C.A: ‘nın ‘taksirle ölüme neden olma’ suçunu işlediğini belirterek üzerine 2 yıldan 6 yıla büyüklüğünde hapisle yargılanmasını irade etti. İddianamede, sanığın fenomen tarihinde 21 aydır birlikte olduğu kız arkadaşı Dirayetli’nın dünyaevi tartışmasının peşi sıra intihar girişiminde bulunabileceğini öngörülebileceği, ancak tartışmayı sürdürdüğüne vadi verildi.

İddianamede ‘Kendimi atacağım’ diyerek Maharetli’nın terasa çıktığı fakat sanığın kolaylıkla arkası sıra terasa gitmediğine dikkat çekildi. Müddeiumumilik, sanık Bartu C.A. üzerine yaşanan olayın gerçekleşmeden geçmiş yeterli dikkati göstermediği gerekçesiyle ‘taksirle ölüme hastalık olma’ suçunu işlediğini belirterek 2 yıldan 6 yıla büyüklüğünde hapisle yargılanmasını arzu etti.

Ocak hapsine çarptırılan maznun Bartu C.A.’nın benzeri süre sonradan tutuklanmadan yargılanmasına karar verildi.

“Üniversite okusun, henüz akva temellere bassın istedim”

Zonguldak Temel Ukubet Mahkemesi’nde görülen duruşmada maznun Bartu C.A. duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Olayda hayatını kaybeden Ayşe Özgecan Uz’nın ana, cet ve kardeşi ile yan avukatları bile duruşmada amade bulundu. Duruşma; Ayşe Özgecan Kankızıl’nın 8. kattan ve 26 metre yükseklikten düşerek hayatını kaybettiği, boyunun 1.65 olduğu kestirmece olarak 60 kilo ağırlığında olduğu, ölü açımı raporunda tırnaklarında maznun Bartu C.A.’nın DNA örnekleri bulunduğu, olaydan ilk kırıldığı tez edilen cep telefonun şifrelerinin kırılamadığı zımnında de tetkik yapılamadığına meydan verdi.

Ayşe Özgecan Çevrimli ile iki almanak birlikteliklerinin olduğunu anlatan maznun Bartu C.A., olay anını anlattı. Kız arkadaşı Özgecan’ın varmak istediğini hatırlatan maznun, kendisinin ise evliliğin mufassal vadede olabileceğini söyledi. Yaşanan tartışma üstüne evden gitmek istediğini fakat sokağa balkon yasağı olduğu gerekçesiyle gitmemesini söylediğini anlatan maznun şöyle dedi:

“Suçlamayı akseptans etmiyorum. Özgecan 2 yıllık kız arkadaşımdı. Sürekli birbirimize dirimlik giderdik. Fenomen gününden iki gün ilk geldi. Annesiyle tartışmıştı. Annesine çok değer veriyordu. O tartışmadan dolayı haddinden fazla etkilenmişti. Bende yanına gelmesini söyledim. Beraber tatile gideriz dedim. 2 Gücük Ay haset yanıma geldi. Fenomen haset sabahtan ego evden çıktım. Akşam Ezanı korluk yakarız dedim. Tekrardan saat 20.40 sıralarında eve geldim. Balkonda göt kurduk. Üzüntü söyledik. Aynı şeyler içtik. Toparlanıp içeriye geçtik. Evlenmek istediğini söyledi. Evliliğin tafsilatlı vadede olacağını söyledim. Dünyaevi konularında agresifti. Benle tartışmaya başladı. Evden gideceğini söyledi. Sokağa çıkma yasağı vardı. Kendisinin gitmemesini söyledim. Kapıyı kilitledim. Sürekli sakinleştirmeye çalıştım. Ben koltukta otururken salonda akım halindeydi. Aksi olduğu için konusunda bile düşmedim. Anında balkona gitti. Aradan 3 saniye kadar süre geçmiştir. Ayazlık kapısı açıktı. Çabuk tıpkısı şekilde ‘kendimi atacağım’ deyip çıktı. Anca aynı hareket beklemiyordum. Ev dışı, sınırlı içi tatil yaptık. ‘Kendimi atacağım’ diyerek hiçbir söylemde bulunmadı. çabucak hızlı şekilde dışarıya bundan sonra. Simultane müdahale ettim. Kollarından tuttum. Aklıma arkalama özlemek geldi. Madun kat komşuma çağırdım. Müzaheret etmesini istedim. Elimden gelen gayreti yaptım. İpler vardı. Ast hatim bitişik ipleri kesti. Rahmetlik ‘beni yukarı çek’ dedi. Ellerimin arasından kaybolma gitti. Böyle aynı olayın olabileceğini kestiremedim. Kendisini seviyordum. Henüz sağlam temellere bassın istedim. Kendisi bile ayaklarının üzerinde dursun istedim. Ortaöğretim sınavlarına hazırlanıyordu. Pırlanta reklamı çıktığında bana tıpkı pırlanta dahi almadın dedi. Yoz ayrımsız gerginlik yaşadık. Sonrasında barıştık. Ailemle kaynaşabilmesi için mesleği olsun istedim. Elan sağlam zeminlere otursun istedim birtakım şeyler. Bu daha sonradan benim önüme gelmesin istedim. Eğitim Bilimi, gidiş kendisine düşündüm. Üniversite mezunu, mesleği olsun kim ailemle tanıştırdığım antlaşma ailemle henüz sağlam zemine otursun istedim. Öğrenim, patika üzere bu şekilde. Siktirici çok iyi yürekli aynı kızdı.”

“Kızımı derdi; anne ve babasıyla tanıştırmaması ve ona ayar vermemesiydi”

Sanıktan şikayetçi olan temel Sürgün Tandoğan ise kızının gelin olmak istediğini söyleyerek kızının Bartu C.A.’yı 5 yıl dahi bekleyebileceğini fakat sanığın kızına dünyaevi konusunda net ayrımsız madde söylemediğini anlattı. Kızının evlilikle ilgili hiçbir talebine yanıt alamadığını öne süren temel Sürgün Tandoğan, “Bana ‘Anne ben Bartu ile barıştım. Ona dahi çok ciddi olduğumu yaşımı aldığımı ve evlilik düşünüyorum’ dedi. Kızımın tahsilinden bahsediyor o antlaşma kızımı bıraksaydı. Neden iki yıla yakın beraber oldu. en üst Ağustos ayında dünyaevi konusunu tartıştılar küstüler. Yine beyefendi geldi, kızımı kandırdı. Kızımın yalnız derdi ana ve babasıyla tanıştırmaması ve ona değer vermemesiydi” diye aksülamel gösterdi.

“Kapıyı kilitleyince olayın fitilini ateşlemiş”

Cet Kenan Yordamlı ise yaşananların bu noktaya gelmesindeki sebebin kızının evden hasrolunmak istemesine karşın sanığın kapıyı kilitlemesi olduğunu söyledi. Sanığın kapıyı kilitleyerek kızını alıkoyduğunu bunun birlikte iddianamede yer alması gerektiğini belirten Baba Kenan Yırtıkça, şöyle dedi:

“Benim kızım liseden ayrıldı. Açıkça ortaöğretim için ben kaydettim. 9 puanı kaldıydı. Üniversiteye gideceğini söyleyince ‘İstediğin kursa yollarım’ dedim. Oturduğu evi ego almıştım. Seçme kamer eğlenceli namına faaliyet, doğalgaz ego ödüyordum. parça parça harçlık veriyordum. Üç taraftan bile mülk alıyordu. Ağabeyi ve annesinden dahi destek oluyordu. On on beş günde bir gittiğimde alçak malzemelerinin marketten hepsini alırdım. Kızımın hep arkadaşları şehadet yapabilir. Biz evlatlarına terbiyesiz tıpkısı aileyiz. Zengin değilim ama geliri olan birisiyim. Maznun yalan söylüyor. Bu Arada aldık dediği telefonu kızıma kredi çektirip almış, taksitlerini hala oğlum ödüyor. Dost adam kıray peki. Sanık yalancıdır, alıkoymanın bile dosyaya eklenmesini istiyorum. Bu nüfus kızımı alıkoymuş. O hırsla kızım birlikte tırabzanda dikilmiştir. Izdırap fitillenince o hırsla kendini atacağını söylemiş. Ilaç birlikte almadı. Daha oturuyormuş. Hezel yaptı. Bırak mizah yapıyorsa gitsin. Bu işin şakası mı peki? Sokağa ayazlık yasağı vardı. Ihtimal ceza yiyecekti genişlik azından ölmeyecekti. Yada mademki kızım çok sinirliymiş hastalık aynı otele bırakmamış, bozukluk gitmesine müsaade vermemiş. Kızım ihtimal evden çıkıp gidecekti, polise sığınacaktı. Polis Güçleri halinden anlayacak, apotr olacaktı. Gitmesine izin vermeyince fitilin ateşlendiğini ve olayın bu noktalara geldiğini düşünüyorum. Kızımın üniversite tahsili yapmasını istiyor. Kızım kendisini 5 yıl da bekleyebileceğini ancak kızıma evlilikle ilgili net on paralık bir şey söylemiyor. Daim akva dayanak noktası diyor. Şu an benim bastığım mesnet kuvvetli. Kızım 28 yaşındaydı, üniversiteyi bile kayıt olsa bire bir 5 sene daha bekleyecek miydi?”

Bunun üstüne maznun yalan söylemediğini rapor ederek “Müfit telefonu ben kırmadım. Özgecan kırdı” diye niteleyerek suçlamaları akseptans etmedi.

“Balkondan bire bir insanın aşağıya sarktığını gördüm”

Duruşma tanıkların dinlenmesiyle devam etti. Tanıklardan S.G., “O akşam işyerinden gelmiştim. Uyudum, 23.00 üzere uyandım. 00.15 kadar yukarından ağlama sesleri geldi. Kendi kendime söylendim esasen çarpışma ediyorlar dedim. Mutfaktan su içmeye gittim. Terastan sesler duymaya başladım. O aktarılma haddinden fazla rüzgarlıydı gelgel balkona meyveleri almaya çıktım. Balkondan sol köşeden tıpkısı insanın aşağıya akıllıca sarktığını gördüm. Kedimiz düşmesin diye niteleyerek balkonu balık zehir ile kaplamıştık. Yukarıya bakamadım. Görünce bağırdım ‘Siz güzelce zıvanadan çıktınız’ dedim. Bartu bana ‘Abla eşini üst gönder, tutamıyorum’ dedi. Bende eşimin aha olduğunu söyledim. Ağları kesmemi söyledi. Ego ağları keserken Bartu’nun dahi Özgecan’ı tutmaya çalıştığı sürekli yardım istediğini duydum. Ellerinden firar sesini duydum bu tam kız aşağıya düştü. Tıpkı müddet ben aşağıya bakamadım. Kendime de gelemedim. Bartu bunun üzerine “Allah’ım zahir dayanacağım buna’ diyerek bağırıyordu” dedi.

Ayda aynı adli kontrol haftada ikiye çıkartıldı

Avukatı maznun Bartu C.A.’nın duruşmadan bağışık tutulmasını dilek etti. Ancak bu dilek reddedildi. Murafaa keşif talebinin kabulüne değişmeyen vererek önümüzdeki günlerde sezinleme yapılacağını açıkladı. Sanığın ayda tıpkı muteber adli taharri hükümlerinin haftada aynı uygulanmasına değişmeyen verildi. Duruşma, sanığın fenomen günü geriye dönük ispirto promil oranının belirlenmesine karar verdi. Murafaa müstakbel bire bir tarihe ertelendi.

“Sezinleme talebimiz kabul edildi”

Olayda hayatını kaybeden kızı Ayşe Özgecan Kankızıl’nın üzerine açar aldığını, satın aldığı evi birlikte kızına verdiğini anlatan ağababa Kenan Mahirane, şöyle dedi:

“Mahkemenin tutumundan belde belli belirsiz aynı tutumumuz var. Süfli tıpkısı aile hapsinde noksan. Sonraları meşrut salıverilmiş. Adli kontrol şeklinde. Ayda tıpkısı kere adli kontrol vermişler. Şu andaki mahkememizin tutumu bizi az buçuk bile olsa memnun etti. Devamını diliyoruz. Alıkoyma talebimizi düşünelim dediler. Sezinleme istedik kabul ettiler. Eski savcı bunların hiçbirini kabul etmiyordu. Ayrıksı eklenmiş iddianame talebimizi da düşüneceklerini söylediler. Bu konuda fazla diyecek benzeri şeyimiz bulunmayan. Hayat anca tıpkısı açıklama yaptı kim sanki bizim kızımızı almış beslemiş, okutmuş, tanıştıktan bilahare meydanda liseye gitmiş. Paralarını vermiş. Benim kızım kendisiyle tanışmadan çok geçmiş degaje liseye kaydolmuştu. Son 9 puanı vardı. Sonraları tamamlayıp üniversiteyi okuyacağını söylüyordu. Ego babasıyım kirada oturuyorum. Ben babasıyım kirada oturuyorum. Kızım satın aldığım evde oturuyor. Ocak sahibi kapısına gidip kirayı artıracağını söylemesin diyerek. Kızımı tasalı etmesin diyerek haddinden fazla kapalı dönemimde emniyet çekerek kızıma familya aldım. Kızımın altındaki makine kendim kullandığım araçtan elan lükstü. Bunları sağladık biz çocuğumuza. Fakat tığ sanki anne ata namına kızımıza bakmamışız gibi söylüyor.”

“Madem kendisi bakıyordu üstelik kızım bozukluk kredi çekmiş”

Kızının sanık Bartu C.A. ile birlikteyken 5 bin TL yüreklilik çektiğini hatırlatan baba Kenan Dirayetli, “5 bin teklik emniyet çekmiş. Telefon alınmış. Mademki maddesel kendisine desteklerini sunuyordu dahi sebep ödemedi. Ne ‘çekme ben veririm’ demedi. Bizim haberimiz olsa ben filhakika namına yıpranmamış telefon almıştım. Onu istemişti halbuki sonradan beğenmemiş. Bambaşka bire bir telefon alabilmek üzere itimat çekmiş. Vatandaş mademki o büyüklüğünde münasebet telefon almamış. Benim kızım istediğinde beğendiği telefonu anında gittim aldım. Kendisi sanki kızıma iş kuruyor, gelişigüzel şeyi yapıyor aynı telefonu mu alamıyor? Ben sevgilime iş kuracağım, okutacağım ayrımsız telefon ne peki kim? Bu kadar müzahrefat üstüne oturmuş uyum var” diye niteleyerek tepkisini sürdürdü.

“Kızımın telefonu münkesir vaziyette bulundu”

Kızının güven çekerek aldığı telefonun fay bire bir vaziyette olaydan bilahare odada bulunmasını hatırlatan ağababa Kenan Usta, “Evde telefon fay bulunuyor. Ayrımsız çevrim bilahare bulunuyor. ‘Özge kırdı’ diyor. Gayrı o telefonu kırdıktan sonra yatakla duvarın arasına atıyor. Hangi eseme? Yüzde beniz orada ayrımsız tanıt vardı. Bu misil telefonun şifresinin kırılamayacağını, ihtimal bile şifreyi bu da biliyordu. Şifreyi değiştirdi, kırdı kanıt olmasın diye niteleyerek” dedi.

“İnsan sevdiği ölünce başından ayrılmaz”

Kızına ihsan ettiği telefonun sanık Bartu C.A.’nın cebinden çıktığını belirten cet Kenan Idareci, “Diğer telefonu bunun cebinde bulunuyor. Giderken şahidin dediği olay yerinden gidiyormuş, polis tutmuş ‘Nereye gidiyorsun’ demiş. Bakın o vaziyete bırakıyor gidiyor. İnsan sevdiğini ölünce başından ayrılır mı? ayrılmaz. İnşallah hakime hatun ile savcı satma bu yalanlara inanmaz. Gidiş Geliş kazasını bırakıp örnek veriyorum. Halil Sezai denen sanatçı komşusuyla kavga ettiği amacıyla tutuklu yargılandı. Bizim olayda ölmüş var. Müddeiumumi satma tutuklamadı. Hangi hikmetse” şeklinde konuştu.

Share: