Konya’de Büyükşen çiftini öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Ertuğrul Çelik ise savunmasında suçlamaları akseptans etmedi. Görüngü günü Abdullah Başdemir ve Esra Taş’ın arkadaşlarıyla alay malay korluk yaptığı barajdaki tesiste gümrük kolcusu olmadığını tamlayan Polat, savunmasında şunları söyledi:
“Üzerime ertelenmiş suçlamaları kabul etmiyorum. Görüngü günü nöbette değildim. Gaye Tıp Fakültesi’ne gittim. Annem üzere doktorla görüştüm. Olay saat 22.30’bile olmuş. Benim köyümle, olayın işlendiği İsmil Mahallesi arası bile 120-130 kilometre. Ben saat 22.51’dahi barajda telefonla görüştüm, bu şüphesiz mümkün. Ölenleri ve öldürenleri tanımıyorum. Abdullah’ın o periyot beni aramasının sebebi cilt-geriden geriye istemek üzere arıyor. O saatler beyninde elbette İsmil’e gidip geleyim? Baraja gitme sebebim ise onları oradan çıkarmak içindi. Büşra beni ayn torbalarımdan tanıdı. Ben cinayet işlemedim. İşleyemem. Daima birilerini suçladılar. Ego 5 yılda tek mi yaşlanmadım? Elbette tanıdı beni? Bildiğin bana ‘helva amade, yağ amade, Ertuğrul gel şeker hastalığı ol’ dediler. 18 dakikada lacerem kıya işleyeyim? Ev içre olan olayı bana yıkmaya çalışıyorlar.”
OKŞEN: AÇIK BULUNAK VERMEDİM
Olayın işlenmesinde apotr olduğu iddiasıyla bire bir müddet vakfedilmiş kaldıktan sonradan tutuklanmadan yargılanan Zekeriya Okşen ise ifadesinde, “Esra, 31 Ağustos’ta beni aradı. Esra’yı üstelik 2 kat kafeye gittiğimde gördüm. Yeniden birlikte tanımam Esra’yı. 2 öğün telefonla aradı. Birinde Hüseyin’i sordu. İkincisinde ise bana ‘Hamileyim, Hüseyin’in evini tanım et’ dedi. Ego dahi ona ‘Camiden dön sorsan söylerler’ dedim. Ben belirtik bulunak vermedim” diye niteleyerek konuştu.
BÜŞRA BÜYÜKŞEN: ERTUĞRUL ÇELİK’İN GÖZLERİ, O AHIT GÖRDÜĞÜM GÖZLER
Görüngü günü, saldırganın dipçik darbesiyle baygınlık geçirip, ölmüş kabil davranan ve henüz sonra akak odasının penceresinden atlayan çiftin kızları Büşra Büyükşen üstelik mahkemede şahit ve sızlanan yerine dinlendi. Fenomen haset yaşananları anlatan Büşra Büyükşen, şunları kaydetti:
“Bu insanların varlığından haberim da bulunmayan. Mukavim ve Necla, annem ve babam tamam. Esra, Abdullah ve Ertuğrul’dan şikayetçiyim. Saat 21.30 sıralarında babam camiden geldi. Daha sonradan arabayı garaja park buyurmak amacıyla dışarı çıktı. Daha sonradan monitör izledi. 10 an sonraları Ertuğrul can girdi. Babama çığlık etti ve bize döndü. Sonradan çaydanlık uzatmak istedim. Dışarıdaki alana çıkarak tüfeğiyle uğraşmaya başladı. Tasavvur ağabeyimin tüfeğini almak istedim. Ama bulamadım. Sonra tüfekle bana vurdu. Gaşiy numarası yaptım. Ayrımsız müddet bilahare hariç çıktım. Dışarı çıktıktan bilahare yola çıkıp koşmaya başladım. Osman Topbaş geldi. Arabasına bindim, jandarmaya gittik. Peşi Sıra Amaç ağabeyimin yanına gittik. Henüz sonra görüngü namına geldik. Ego yalnız babamın vurulduğunu gördüm. Bana annemin öldüğünü hastanede söylediler.”
Saldırganı gözlerinden tanıdığını tamlayan Büşra Büyükşen, “Yüzünde kar maskesi vardı. Siyah pantolon, kısa kollu siyah tişört, ellerinde eldivenleri vardı. Ertuğrul Çelik’in gözleri, o aktarılma gördüğüm gözlerdir. Eş içerisinde yaşanan bir olayı, pekâlâ bir tanımadığım kişinin konusunda atarım” dedi.
OSMAN BÜYÜKŞEN: BİZ KÖK KATİLİN PEŞİNDEYİZ
Öldürülen Büyükşen çiftinin çocuklarından doktor Osman Büyükşen bile sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, “Olayı gece saat 23.00’da duydum. Tez gelmemi söylediler. İstanbul’dan yola çıktım. Olayla ilgili yasal ve siyasi yollardan araştırılmasını istedim. Abdullah Başdemir, az buçuk esbak ifadesinde bana ‘Kurban mı arıyorsun? Yoksa katilimi arıyorsun?’ demişti. Tığ hamur katilin peşindeyiz, şikayetçiyim” diye konuştu.
Olayın arkası sıra başlatılan soruşturmada önce etapta Büyükşen çiftinin oğlu Erek ve gelini Betül Büyükşen ortada elan önce yaşanan ‘mihr tartışması’ zımnında öldürülmüş olabileceği üstünde duruldu. Bu nedenle o bölüm gözaltına alınıp başıboş bırakılan Hedef Büyükşen dahi şikâyetçi yerine dinlendi. Misyon Büyükşen, “Bu davada sıkıntı calip benim, şikayetçiyim” dedi.
Mahkeme heyeti, ifadelerin peşi sıra duruşmayı 24 Ilk Teşrin tarihine erteledi.
