Akşener’den, İmamoğlu’na Mahkumiyet Kararı Yorumu: “Sayın Erdoğan’ın Kararı. Bu Bir Intihap Gündemi. Seçime Giderken Galiba İstanbul’a Batma Kararı”

İYİ Öğür Umumi Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Bizim sırtımızda makat var” sözlerini dahi anımsatarak, “Kıç vatandaşın sırtında. Bacak 10 yaşındaki kızına kâr toplayan ve aylak olan, plastik ve karton toplayarak geçinmeye müteharrik babanın sırtında. Sayın Erdoğan beceremiyorsa gitsin” dedi. Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sunulan cezayı; “Bu karar sayın Erdoğan’ın kararı. Bu bire bir seçim gündemi. Seçime giderken belli İstanbul’a inkıraz kararı” diye yorumladı.

İYİ Öğür Genel Başkanı Akşener, bu sabahleyin FOX TV’dahi İlker Karagöz’ün gündeme ilgili sorularını yanıtladı.

Asgari sevap konusuna değinen Akşener, “Sayın Erdoğan minimal ücreti 8500 liralık yerine açıkladı. Biz bilcümle hesaplamaları yapıp 9600 liralık açıklamıştık. Açlık sınırı 7786 liraydı. Böyle bakınca 8500 teklik tükenik amma eş ayı böylece (açlık sınırı) 8707 liralık olacak. Nedeniyle yine kıtlık sınırının altına düşecek. Enflasyonla savaş edilmesi geçişsiz. Bu proses içerisinde üstelik aranjman güncelleme yapılması gerekiyor” dedi.

Gıdaya erişim, ısınma ve neşelilik konularında nazik problemler yaşandığını anlatım fail Akşener, derin yokluk işlek evlere müteveccih ziyaretlerini anlattı. “Çocuklarda protein almadıkları amacıyla bodurluk başladı” diyen Akşener, okullarda sabah kahvaltısı ve öğle vakti yemeği verilmesi amacıyla başlatılmasını istedikleri çalışmanın reddedildiğini söyledi.

Akşener, “Bu kanı tutulması. Sayın Erdoğan bir vakitler bu işleri bilirdi. Bizim gözyaşı grubumuz böyle yerlerden gelmeyiz. Cumhuriyet eğitim aracılığıyla farklı ayrımsız kazanç grubuna girmemizi sağladı. Ben aynı köyden, sayın Erdoğan Kasımpaşa’dan çıkıp geldi. Eğitim bize benzeri kez açtı. Bizim gibilerin o alanları unutmaması gerekiyor. Bunaltıcı sahibi olduğumuzda attığımız adımlar, problemleri ortadan kısaltmak için olmalı. Ancak Sayın Erdoğan maalesef saraya gitti. Saray zat içre farklı, koşut tıpkısı dünyadır. İlkeleri, değerleri başkadır. Sayın Erdoğan ‘manda yoğurdu, kestane balı karıştırın yiyin’ dedi. Bunu öz kazancı ile yiyebilir ama tıfıl Erdoğan vatandaşının bunu yiyemediğini bildiği amacıyla bunu söylemekten çekinir utanırdı. Ego gezerken emeklileri gördüm; 5 ayrımlı maaş vardı. Mütekait maaşı yeryüzü azından asgari sevap kadar olsun. Maliyet yükseldi, kiralar uçtu, doğalgaz uçtu, bilcümle maliyetler arttı, buna rağmen kurum gücü düştü” diye niteleyerek konuştu.

Akşener, antant şartlarının maliyetlerine özen çekerek şöyle bitmeme etti:

“Ulaştırma Bakanı’nın aldığı maaşla minimal ücretlinin aldığı aylık, antrparantez 2 asgari ücret koyun; büyükşehirde asgari ücretle icar ödesin de görsün. 1 yıl önce 15 bin teklik olan icar şu anda 30 bin lira. Amma o ailenin maaşı 15 bin liradan 30 bin liraya artmadı. Pazarcı esnafının da durumu berbat. Bu konuyu anlatmam mümkün değil. Fehamet tarifinde açını doyurur, çıplağını giydirir. Vatandaşınızı açgözlü bırakamazsın, açıkta bırakamazsın. Bu sosyal adalet meselesini ayrımsız atıfet yerine çevirdikten sonra birçok konuda eksikler var. Vidaları sıkıştırmaya başladığınızda buna Saray’dan, Ulaştırma Bakanlığı’ndan başlayacaksınız. Buzdolabını açıyoruz içinde hoşaf var. Yasmık çorbasının içre hemen su var. Motorlu Taşıtlar Vergisi’hangi remiks yapılmadı dediler ama yüzde 62 bindirim yapıldı.”

“KABA BUT VATANDAŞIN SIRTINDA”

Akşener, Reisicumhur ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın; “Bizim sırtımızda kıç var” sözlerini da anımsatarak, “Makat vatandaşın sırtında. Toto 10 yaşındaki kızına sonuç toplayan ve aylak olan, plastik ve karton toplayarak geçinmeye müteharrik babanın sırtında. Sayın Erdoğan beceremiyorsa gitsin. Hani ‘ver yetkiyi gör etkiyi’ydi. Varsa bir popo kendiniz aldınız siz. Garip baş döndürücü sahn var. 13 şerha tayyare var. Kardeşim 2 tanesi neyinize yetmedi?

Bu seyahatlere özel arabalar uçakla ilkin gönderiliyor. Mukavim çokça hükümetle çalıştık, garip eleştirdik ama hakeza bir şeyi anlatmam tür değil” dedi.

Eleştirilere çözüm önerileri birlikte getirdiklerini nâkil Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz İYİ Öğür kendisine eleştirilerimizi dile getiriyoruz sonra çözümlerimizi üretiyoruz. Hıyanet sen yap oyları üstelik sen desise. Sistem pandemide sandalyesinde otururken ego şehir şehir gezdim. Oralarda yegâne partiyi eleştirmedim. Somut çareler ürettik ve kamuoyu ile paylaştık. Tezyifkâr vatandaşın derdi çok faziletkâr. Besin fiyatları, kiralar uçtu gitti. Deniliyor ki Avrupa bile uçtu gitti. Avrupa’da pandemi sonrası enflasyon var amma bizde genişlik ufak artış yüzde 110’üstelik reşit, onlarda arz faziletkâr artış yüzde 70’lerde. Ego nerede falsolu yaptım diyeceksiniz. Muhalefete suçu kovmak çıkar yol değil kim.

“GÖRÜYORUZ Kİ SAYIN ERDOĞAN VATANDAŞI İLE AĞIZ AĞIZA KOPTU”

Sandıkta göreceksiniz. Tıpkısı bile ‘onlar’ diye niteleyerek aynı terim var. Onlar diye niteleyerek tıpkısı özdek bulunmayan. Bu millet amacıyla çalışıyoruz. Rüsum yüzünden sizin da maaşınız gitti. Bu vergileri ayarlamak gerekmiyor mu? Biz öneriyoruz, yapmıyorlar. Konkre probleminize çözüm üretiyoruz, siyaset budur. Parmak sallayan pis vesile sonuçta Saraylara tıktı, gelişigüzel şeyi ego yapayım oldu. Amma görüyoruz kim sayın Erdoğan vatandaşı ile tamamen koptu.”

“O ESNAFIN BALABAN BİR ÇOĞUNLUĞU DOĞRU PARTİ’DEN KOPTU”

Türkiye genelinde esnaf ziyaretlerine 20 Ocak 2020’üstelik başladıklarını kaydeden Akşener, şöyle devam etti:

“Zaman aralık ayının sonundayız. O zamandan bu zamana en kaba YANLIŞSIZ Partili kardeşlerimizden yer makul bilgileri aldık. Düşmanca benzeri vesile kullanmadan dertleri dinlediğiniz ahit yeryüzü akıllıca önerileri onlardan aldık. Bu zamana geldiğimizde o esnafın iri tıpkı çoğunluğu YANLIŞSIZ Parti’den koptu, dükkanlarını kapattı. İkinci turda gördüğüm kadarıyla 10 iştirakçi çalıştırılıyorsa yarısı gitmiş. Diyorlar kim çalım gücü düştü. Pandemide maliyeti 50 liraysa 75 lira oldu. Amma vatandaşın hava gücü hakeza değil.

Bunların hep çözülür. İsrafı, lehtar kayırmayı bırakacaksınız. Kur Korumalı Mevduat sistemine gidecek mal 200 bilyon dolar. Kalıp Bankası’na maliyetini sorduk, atanmış işyar cevaplamadı. Çocuğunun yanına öğlen yemeği koymakta zorlanan aileler var. Ne olurdu o 5 müteahhide verilen nukut adına o çocuklara beslenme verseydiniz?”

“BİZİM CUMHURBAŞKANI KATAR’A GİTMİŞ… KUPAYI KAZANAN ARJANTİN’İN BAŞBAKANI İSRAF OLMASIN DİYE GİTMEDİ”

İktidar eliyle yaşatılan israfa de ilgi çekici Akşener, şunları söyledi:

“Bizim Cumhurbaşkanı Katar’a gitmiş. Bambaşka kimler vardı. Katar emiri, Macron zaten finaldeydi bire bir de Sayın Erdoğan. Kupayı kazanan Arjantin’in Başbakanı israf olmasın diye gitmedi. Suriye’den Irak’a, Ukrayna’dan İran’a 7 trilyon dolar miktar var. Türkiye bunlar içre yeryüzü gani üreten ülke. Bunun içine Avrupa Birliği’ni Asya ve diğerlerini kattığımızda 21 trilyon dolar tamam. Siz şahsım devleti ederseniz ki beni artık seviyor derseniz böyle oluyor. Alçak olan şahsi sempati evet birlikte iticilik üzerinden yürümesi. Dışişleri’nde Tanzimat’tan beri bellek vardı. Monşer dendi o akıl kaybedildi. Milletvekilinden sefirikebir yapıldı. Ülkeler arasındaki alım satım kurumsaldır.”

“SAYIN İMAMOĞLU’NA ‘AHMAK’ DENDİ. SAYIN İMAMOĞLU O SÖZÜ İADE ETTİ”

İstanbul Büyükşehir Şehremini Ekrem İmamoğlu’na verilen siyasi yasak cezasına ilgilendiren şunları söyledi:

“Ulus iradesine ‘çak’ yapıldı esasen. Sayın Erdoğan üstelik hapishaneye giderken ‘çak’ yapmamıştı. Dünün mağduru bugünün vesayetçisi millet iradesine tokat attı, hem da esasen Saraçhane’üstelik. İstanbul’birlikte yapılan ilk seçimi sayın İmamoğlu 134 bin 500 görüş farkla kazandı. Sonraları kavim iradesini namevcut saydınız, yemeden içmeden büyükşehir şehremaneti başkanının oyunu bulunmayan saydınız sonra 805 bin fikir farkla İmamoğlu tekrar başkan oldu. Divan üyeliklerini de yenileseydiniz acep zaman ne olurdu?

Sayın İmamoğlu’na ‘açık ağızlı’ dendi. Sayın İmamoğlu o sözü reddetme etti. Bilahare o aptal lafından çıkan 2 sene 7 aylık süre. Siz 1998’i hatırlasanıza? O değişmeyen verildiğinde ne halde olduğunu hatırlasana? Orda ‘çakmak’ imkânsız, orada avunç olur. Benim sayın İmamoğlu’na yerimden kalkıp sarılma nedenim budur.

“BU KARAR ERDOĞAN’IN KARARI. SEÇİME GİDERKEN ANLAŞILAN İSTANBUL’A INKIRAZ KARARI”

Bizzat İstanbul’a çökmek ve siyasal yasak vermek amacıyla mevdu aynı ukubet. Ben biliyorum ki milli egemenlik namına uzatılan eli kırmıştır, sandıkta göreceğiz. SELIM Partili tıpkısı vekilin benzeri açıklaması var. Bu durumun erinçsiz ettiği yönünde. Tığ tıpkısı kanun teklifi verdik. Tığ diyoruz ki yapılan ayrımsız falsolu, tığ bunu düzeltelim. Bakalım SELIM Partili vekiller buna ne diyecek. Bir Nice gruba sayın Erdoğan ‘terörist’ dedi. Binali Yıldırım’a mı görüş vereceksiniz Sisi’ye mi diye sordu. Bu çok bed ayrımsız anahtar. Ben de Denizli’bile çıkıp ‘Merhaba teröristler’ dedim. Erdoğan birlikte beni hapse atmakla yıldırma etti. Ben da çantamla çıktım zira eskiyi hatırlattım. Tıpkısı hâkimiyet problemi var Türkiye’dahi. Bu hakeza olmaz. Bu karar sayın Erdoğan’ın kararı. Bu ayrımsız intihap gündemi. Seçime giderken belli İstanbul’a batma kararı. 16 milyonu ilişik benzeri bütçe var ve o bütçe sistemin dışına çıktı.

‘Bunlar gelirse seçkin şeyi keserler’ dediler, Millet İttifakı belediyeleri bunun önüne geçti. Ulus İttifakı belediyeleri pandemide vatandaşın beraberinde oldu. 16 milyon İstanbullunun ürettiği benzeri değer bu. Deminden mamalar kesildi, İstanbul’a inkıraz işi bu. Köprüyü kuşkusuz yıkarız, hakeza ayrımsız öz tür mü? Görüntü etsenize elimizde kazmayla yıkıyoruz. Saray hep mantığı attaya götürdü.

“HABUR’DA MAHKEMELER KURULDU, RAHATSIZLIK OLMASIN DİYE ORAN DAİRELERİNDE ATATÜRK RESMİ KALDIRILDI”

Ankara ve İstanbul’u kaybetmenin koma tırı vırı var. İçişleri Bakanlığı şipşak terör soruşturması başlattı. Ego bozuk tıpkı İçişleri Bakanı kendisine söyleyeyim. It Canlı haddinden fazla FETÖ iltisaklısı artık. Bunları işe almada imza sahiplerine hangi oldu? Güvenlik soruşturmasında az bilgelik varsa mesul sizsiniz, işe alan değil. Habur’üstelik mahkemeler kuruldu, hastalık olmasın diye niteleyerek fehamet dairelerinde Atatürk resmi kaldırıldı. Demin görülüyor ki talih değişti. Aldığınız kararların sonuçlarının sorumluları vardır.”

“KARDEŞİ HAKKINDA ANKET VAR, İÇİŞLERİ NAZIR YARDIMCISI’NIN HABERİ NAMEVCUT”

Akşener, İçişleri Icra Vekili Yardımcısı İsmail Çataklı’nın kardeşi karşı ihbar olduğunu hatırlatarak; “Kardeşi karşı anket var, İçişleri Bakan Yardımcısı’nın haberi bulunmayan. Gerçekse ben geceleyin uyuyamam. Gerçekse nelerin olabileceği mahsus değil. Dümense anlarım orada sorunu göremiyor. Muhtelif iftiralarla karşı karşıya olduğumuz amacıyla Türkiye’da genişlik haddinden fazla temkinle revan biziz. Ben namzet adaylarını sordurdum, bibi Ergenekon’dan günahsız olduğu halde sicili düzelmeyenler daha çok. Sayın Çataklı kardeşinden kontekst suçlu gayrimümkün amma bize gelince biz temas konuda suçluyuz. Benim çokça degaje tıpkı ailem var. Benim babamın babası yörenin arz koca ilmek alimlerinden biri. Ben bütün FETÖ’cülükle suçlandım. 7 gömlek sülalemde 1 sunum çıksın ego siyaseti bırakırım” diye niteleyerek konuştu.

“ÇABUCAK İSTANBUL ÇERÇEVESİNE KOYARSANIZ BU ŞARKI BİTER”

Akşener, Erdoğan’ın yargılandığı süreci tekrar hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“16 milyon İstanbullunun iradesine uzanmış tıpkısı halk var. Bu milli iradeye umum sürdürme hadisesine cebin 84 milyon senin birlikte mesajı verdim. Bu Türkiye’nin milli iradesine çökmedir. Yalniz İstanbullunun meselesi, İmamoğlu’nun meselesi kendisine bakarsak yanılırız. Dünün vesayetçileri Sayın Erdoğan’a yapmıştı.

Başından beri Sayın Erdoğan’a yapılan haksızlığın karşısında reşit tıpkısı kişiyim. Şiirin suç olmadığını söyledik. Ego o ant DYP’da Umumi Başkan Yardımcısıydım. Bizim hakkımızda fezlekeler verildi. Ego 2 kere tazminat verdim. Bol Bolamat Partisi’ne açılan mantinota davasına cebin olan haddinden fazla sert beyanatı ilettik. Sonraları bize tazminat davası açıldı. Hem onun için hem da Erdoğan üzere tazminat ödedim. O zamanki parayla hatalı hatırlamıyorsam temas biri için 3,5 milyar liralık ödence ödedim. Bu aynı dayanışma meselesi. Anayasa Mahkemesi yama davası açmış, sayın Erdoğan hapse girmiş, DYP’nin Genel Başkan Yardımcıları bu cebin biçimci almış. Dünün mağduru bugünün vesayetçisi oldu. Demin sayın İmamoğlu’nunki de bitmeyecek. Vakit Kaybetmeden İstanbul çerçevesine koyarsanız bu tempo biter.”

“KİMSEDEN İZİN ALMAYA MECBURİYETİM BULUNMAYAN. BÖYLE BİR ÖZ SÖYLEYENE ÜSTELIK EKLI ÇARPARIM”

Akşener, İmamoğlu’nun davası sırasında İstanbul’a gidişine ait şunları söyledi:

“Ben Sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım, tığ da birbirimizin telefonları var, hususi kalemler devreye girmeden arıyoruz. Aradığım da kapalıydı. Almanya meselesi unutmuşum. Sonra döndüm bire bir neşeli oluşturalım diye niteleyerek Sayın Gültekin Uysal’ı aradım, konuştuk. Kusurlu anlaşılmasın müsaade almak amacıyla aramadım. Zıt taktirde kimseden izin almaya mecburiyetim yok. Böyle tıpkısı madde söyleyene dahi fena çarparım zira bu uray başkanları iki partinin ittifakıyla seçilmişler, Mersin Ağacı aut. Seçtirdiğimiz belediye reisi amacıyla kimden cevaz alacağım, CHP üyesi olarak seçilebilirler ama onların sorumluluğu hepimize ilgili. Orada bir ağır gösterisi yapabilelim diye aradım hepsini.

Demek kim İmamoğlu’nu orada yalnız tezyit etmek siyasal kibarlık, basiret, saygıymış. Ben hakeza bir hamakat tek görmedim. O ahit orada olmasaydık. Hüseyin Temel da oradaydı, EMEP Umumi Başkanı da oradaydı. YANLIŞSIZ Öğür’nin ‘Meral Akşener’in bilgisi var, o sebep oldu’ algısının üzerinden yüründü.”

“BURADA BİR SİYASİ PARTİNİN İÇİŞLERİNE KARIŞMA DİYE BİR BUUT NAMEVCUT”

Akşener, “Böyle aynı sav süreci olsaydı siz gider miydiniz (Almanya’ya)” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu konuda istimara beğenmek ayrımsız siyasi partinin içişlerine gelmek peki. Yorum yapmayayım, tek yapmadım bugüne kadar, yapmayayım. Normalde Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği küçümseme oraya gitmekle ilişkin değil. Oraya gitmekle alakalı sözler alelumum ‘kurmaylardan’ geldi. Dolayısıyla bu beni, benim arkadaşlarımı incitse birlikte, biz buraya koyduk. Kılıçdaroğlu’na şöyle benzeri soru soruldu; ‘Meral Bayan diyor kim büyükşehir şehremaneti başkanlarından birisini namzetlik olarak getirirlerse biz bunu akseptans ederiz’ amma bunu 1,5 sene geçmiş düğme namına CHP’yi ziyaretimizde söylediğimiz tıpkı bayram bu, elan sonradan da kamuoyuyla paylaştığım tıpkı alay. O nedenle bu alay baştan ortaya çıktı. Akıbet itibariyle bu soruyu sordular. Sayın Kılıçdaroğlu da içişlerine karışmakla ait tıpkı tam gider etti. Burada bir siyasal partinin içişlerine karışma diye bire bir ebat namevcut. Altılı Masa, neticede Cumhurbaşkanı adayını şahsen Sayın Kılıçdaroğlu’nun talebiyle, isteğiyle, gayretiyle Altılı Ganyan Masa toplandı. ve liderlerine bu intihap bırakıldı.”

Akşener, İmamoğlu’nun cezasının onanması durumunda adaylığının bir riziko olup olmayacağına ilgili; “Ben bunları burada konuşmanın akilane olmadığını düşünüyorum. Sayın İmamoğlu nahak yere ayrımsız batma işiyle yüz yüze. O masadan namzet çıkacağına göre, bu konuda aynı karar birliği olduğuna bakarak elan masada konuşulmayan bir konuyu de burada konuşulmayı doğru bulmuyorum” dedi.

“SAYIN KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞMELERDE TIKANIKLIK NAMEVCUT”

Akşener, Kılıçdaroğlu’nun “Tığ ata mahdum gibiyiz” sözleri ile Erdoğan’ın; “İmamoğlu ayrıksı ebeveyneler arıyor” sözlerine ilişkin şunları söyledi:

“Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmelerde tıkanıklık namevcut.  Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın İmamoğlu arasındaki ilişkiye tevakki etmek duyarım. Ama burada belden zir vuran bu ülkenin seçilmiş Cumhur Reisi. Haddinden Fazla pis benzeri anahtar bu. Benim evim basıldı. Ben haksızlığa uğrayan herkesin birlikte olmuşumdur. Beni evim basıldıktan 2 dönüş sonradan Ongunluk Partisi Genel Başkanı dışında arayan olmadı. Eşimle çokça balaban bir hisse senedi yaptığımı söyledi. İsmail Kahraman bana ‘Meral Kılıçdaroğlu’ dedi. Bu haddinden fazla ağırbaşlı ayrımsız meze, o devir da beni kimse aramadı. Duruşma süreçlerini biricik başıma yürüttüm.”

“MASA KAZANACAK”

Akşener, önümüzdeki seçimlere ait da şunları söyledi:

“Masa kazanacak. 13’üncü Cumhurbaşkanı masadan çıkacak göreceksiniz. Benim kırgınlığım bulunmayan. Siyasa evet üstelik kurumsal hayat hakeza tıpkı öz değil. İlkeler ya da kavait üzerinden yürür. 6’lı masanın teşekkül meselesi 3 meseleden kuruldu. Birincisi mebus sisteme geçiş, ikincisi seçme güvenliği, üçüncüsü ise seçilecek adayın yolculuğunda kullanması müstelzim işler. Sorasında biz siyasi partiler bir araya gelip elbet tıpkısı işbirliği yapacağız o ayrı bire bir konu.

Hala başvekil tutmak istediğimi söylüyorum. 31 Mart’ta CHP’ye gidip İstanbul ve Ankara’yı birlikte ahiz teklifim fedakarlıktı. Ego bu haktan 1,5 sene önce feragat ettim. Biz 2018’birlikte ayrımlı adaylarla gittik ama olmadı. Ben namzet değilim diyerek seçmenime benim söylediklerim samimidir. Tığ biricik adayla gitmeliyiz ve kazanmalıyız diyorum. Üçkağıtçılık yapmıyorum. Bunun karşılığı da Başbakanlıktı. Kimseyle sektör yapmadım, onun kararını millet verecek.”

Share: