Kılıçdaroğlu: Amerika’ya Gittim. ‘Vay Kılıçdaroğlu İcazet Almaya Gidiyor’. Akılları Namevcut Çünkü. Kılıçdaroğlu, Dünyanın Teknolojide Bir Numaralı…

CHP Genel Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, Gaziantep Uran Odası’na yaptığı ziyarette, “Amerika’evet gittim. Sizler de gazetelerden, televizyonlardan izlemişsiniz. ‘Vay Kılıçdaroğlu icazetname almaya gidiyor.’ Akılları namevcut çünkü. Dünyanın hangi olduğunu bilmiyorlar. Nereye gitti Kılıçdaroğlu? Dünyanın teknolojide bir numaralı olan üniversitesine gitti. İngiltere’ye gitti Kılıçdaroğlu. Illet? 184 yıllık üniversitede, sentetik zeka nedir, bittabi gelişiyor, çalışmalar elbette işlenmiş? Oraya gitti. Siyasetçilerle görüşmedim. Sosyete öyle bire bir noktaya taşınmış ki Amerika’evet revan, şehadetname almaya gidiyor. ya bizim aklımız yok mu” dedi.

CHP lideri Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, tıpkısı dizi film ülfet amacıyla dün Gaziantep’e geldi. Kılıçdaroğlu, zaman Gaziantep Sanayi Odası’nı musahabe etti. Kılıçdaroğlu’nu Gaziantep Endüstri Odası Başkanı Adnan Ünverdi ve yönetim kurulu üyeleri ağırladı. Görüşmenin peşi sıra Kılıçdaroğlu ile Ünverdi, açıklamalarda bulundu.

“SUNMA AŞKIN İHRACAT IŞLEYEN ALTINCI KENT DURUMUNDAYIZ”

Adnan Ünverdi, ziyaretlerinden dünya Kılıçdaroğlu’na teşekkürname ederek, “Gaziantep’te binlerce nişane üretilmektedir. Bu üstelik bizlerin sektörel çeşitlilikte zait tıpkı zenginliğimiz oluyor. Sunu aşkin dış satım eden altıncı kent durumundayız. Gaziantep Organize Endüstri Bölgemiz, 45 milyon metrekare alanıyla beraber Türkiye’nin yer şişman OSB’si ve 250 binin üzerinde çalışanıyla gene Türkiye’birlikte OSB’üstelik bildirme çok istihdam sağlayıcı bir bölgedeyiz” dedi.

“ATATÜRK, ‘HER FABRİKA BİR KALEDİR’ DİYEREK ÜRETİMİN ÖNEMİNİ GÖSTERMİŞTİR”

Ünverdi, “Gazi Mustafa Eksiksizlik Atatürk, ‘Her fabrika ayrımsız kaledir’ diye üretimin önemini; ‘Hiçbir şeye ihtiyacımız bulunmayan, sadece ayrımsız şeye ihtiyacımız vardır, etkin olmak’ diyerek bile zorluklardan depar yolunu bizlere göstermiştir” diye niteleyerek konuştu.

Ünverdi, daha bilahare sözü CHP lideri Kılıçdaroğlu’na bıraktı. Kılıçdaroğlu bile şunları söyledi:

“HEPİMİZ TEKNOLOJİDEN YARARLANMALIYIZ: 181 ülkeye ihracat yapıyor Gaziantep, bu çokça evire çevire aynı husus. Dileğimiz, bu sayının artması. Üretim ve ihracat… Sezmek gerekiyor. Üretmeden dış satım gibi değil. Gaziantep’in Mutedil Doğu’nun ve Kafkasların yeryüzü önemli kentlerinden birisi olduğunu biliyoruz. Amma hoşur da Gaziantep, bu potansiyeline rağmen daha fena hâlde şeyler yapabilir, sanayisini geliştirebilir. Teknolojiyi strateji üzerine sayın başbuğ bazı ipuçları verdi. Evet, 21. çağ, uygulayım bilimi yüzyılı. Teknoloji konusunda Türkiye gabi kalırsa, teknolojide atması müstelzim adımları atamazsa bir müddet bilahare katma değeri bağan ürünlerin üretildiği benzeri mevki haline sağlık. Hepimiz teknolojiden yararlanmalıyız.

TÜRKİYE, İTİBAR SAHİBİ OLACAKSA DÖRT AŞAMALI BİR STRATEJİYİ İZLEMEK ZORUNDADIR: Üniversitelerin bilgelik üretebileceği aynı sürece Türkiye’yi oyulgalamak durumundayız. Eğer Türkiye, hemencek büyüyecekse, kalkınacaksa, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olacaksa, değer sahibi olacaksa dört kademeli bir stratejiyi tutkun olmak zorundadır. Nedir dört ayaklı izlem?

İKTİDAR SAHİPLERİNDEN BİRİSİ ÇIKIP, BEĞENMEDİYSE SANAYİCİYİ SUÇLAYABİLİR: Birincisi, nesep tıpkısı demokrasidir. Bakın dünyaya, demokrasisi gelişmemiş hiçbir mutluluk gelişmemiştir. adam başı geliri 30, 40, 50, 60 bin dolar olan ülkelerin tamamında demokratlık gelişmiştir. Şayet demokrasiyi geliştiremiyorsanız kısıtlayıcı benzeri idare altında sanayici ne kadar çalışabilecek? Tıpkısı müddet bilahare ülkesini infirak edecek. Revan çokça sayıda sanayicimiz var. Demokrasi, düşünce özgürlüğünün beraberinde fert ve servet güvenliği demektir. Benim birey ve dünyalık güvenliğim yoksa ecnebi resülmal buraya illet gelsin? Can ve servet güvenliği yoksa sanayici hastalık envestisman yapsın? Bugünkü ortamda rastgele siyasi, kuvvet sahiplerinden birisi çıkıp, beğenmediyse sanayiciyi suçlayabilir. Aylarca içeride yatabilir, tutuklanabilir. Bu hakikat var Türkiye’üstelik.

ADALETİN OLMADIĞI YERDE CAN VE MAL GÜVENLİĞİ OLMAZ: Haksızlığa uğradığımda gidip hakime başvuracağım. Bilge, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre değişmeyen verecek. Dikkatinizi çekerim; kanuna göre değil. Esas 138, ‘Kanuna göre değişmeyen ver’ demiyor. Hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine bakarak karar verecek. Şimdi elinizi vicdanınıza kucak, birçok şerha bilgili var böyle Türkiye’de? Adaletin olmadığı yerde birey ve servet güvenliği imkânsiz kim filhakika. Adaletin olmadığı yerde fikir hürriyeti imkânsiz kim zaten. Beyin özgürlüğünden altın ayrımsız öz yoktur. Atalarımız söylemiş; ‘Akıl, akıldan üstündür’. Siz, ayrımlı düşündü diye niteleyerek insanları hapse atarsanız, tutuklarsanız, üniversiteden atarsanız ne olacak? Gün Batısı hangi diyor? ‘Farklı düşünenler, elkızı bizim ülkemize.’

BİR SİYASETÇİNİN YER ÇOK SAĞLIKLI VE TUTARLI ELEŞTİRİYE İHTİYACI VAR: Demokratlık, bağımsız milletvekili iletişim araçları demektir bire bir zamanda. Benzeri siyasetçinin arz çokça zinde ve düzgün eleştiriye ihtiyacı var. Eleştiriye tahammül edemeyen hayat siyasi olmasın. Olmaz elhak. Nedeniyle el erki, stratejinin bildirme asıl ayaklarından birisi.

ÜNİVERSİTELER BİLGİ ÜRETMEZSE SANAYİCİ BİLGİYİ METAYA DÖNÜŞTÜREMEZ: İkincisi, üreten Türkiye. Türkiye’nin üretmesi geçişsiz. Soru şu; neyi üreteceğiz? Güzel dış satım yapıyoruz. Ama acun bir lahzada değişiyor. 21. Asır, çıktı teknoloji yüzyılıdır. Bilgiye dair ekonomi. Vukuf üretiyorsanız ilişik değeri faziletli iz üretirsiniz. Bilgiyi üreten kurumun adı, bütün dünyada üniversitelerdir. Üniversitelerin bilgi üretmesi lazım. Üniversiteler bilgelik üretmezse sanayici bilgiyi metaya dönüştüremez. Üniversiteler çokça önemlidir.

YA BİZİM AKLIMIZ YOK MU: Amerika’ya gittim. Sizler üstelik gazetelerden, televizyonlardan izlemişsiniz. ‘Vay Kılıçdaroğlu şehadetname almaya gidiyor.’ Akılları bulunmayan çünkü. Dünyanın hangi olduğunu bilmiyorlar. Nereye gitti Kılıçdaroğlu? Dünyanın teknolojide bire bir numaralı olan üniversitesine gitti. İngiltere’ye gitti Kılıçdaroğlu. Sebep? 184 yıllık üniversitede, bileşimli zeka nedir, elbette gelişiyor, icraat kuşkusuz işlenmiş? Oraya gitti. Siyasetçilerle görüşmedim. Topluluk anca ayrımsız noktaya taşınmış kim Amerika’ya revan, icazet almaya gidiyor. ya bizim aklımız yok mu?

HİÇ KİMSENİN HARIS VE AÇIKTA KALMAMASI LAZIM: Tüvana sosyal çap… ‘Biri düz biri bakar, kıran ondan kopar’ diye tıpkı söz var. Herkesin bire bir ati güvencesinin sağlanması geçişsiz. Bunun adı birlikte sosyal devlettir. Temel’birlikte değiştirilmesi teklif üstelik edilemeyen husus, ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti, demokratik, laik, içtimai ülfet devletidir’ diye niteleyerek. Sosyal ünsiyet devleti. Bunun sağlanması lazım. Tek kimsenin haris ve açıkta kalmaması lazım. Içtimai yardımlar; kişinin onuru korunarak yapılması lazım. ‘Sıraya dizelim, bunlara kayıt verelim, televizyonları çağıralım’… ‘Bak, hangi kadar sağlık sever benzeri adammış’ kimliğini anlamak büyüklüğünde herif onuruyla onayacak eksantrik tıpkısı molekül yoktur. Buradan Türkiye’nin çekilip çıkarılması lazım. Ev Destekleri Sigortası’nın çıkması geçişsiz.

İŞİ EHLİNE TESLİM ETTİĞİNİZ ANDAN İTİBAREN POLİTİKACI, LİYAKATLİ İNSANDAN DERS ÇIKARIR: Stratejinin dördüncü ayağı, sürdürülebilirliktir. Bunun da özünü devlette değim oluşturuyor. Devlette liyakat varsa sürdürülebilirlik vardır doğrusu. İşi ehline konfirmasyon ettiğiniz andan itibaren siyasi, muvaffakiyetli insandan ders çıkarır.

DÜNYANIN HEP DEMOKRASİLERİNDE YASA TASLAKLARINI BÜROKRATLAR HAZIRLAR: Hayatımda saraya bir kez gittim. 15 Temmuz’dan sonraları. Sayın Erdoğan vardı, Bahçeli vardı, Binali As vardı, İbrahim Sıklet Bey vardı. Dedim ki ‘Ben Maliye Bakanlığı’nda çalışır, ofis başkanı iken rahmetli Özal bizi toplardı Başbakanlık’ta. Bir yasa çıkaracağı ahit bize sorarlardı, ‘Ne’ diyerek. Bazen uygulamalara itiraz ederdik. Merhum Özal da bizi dinlerdi. Neyin ne olduğunu anlatırdık. Planlamacılar vardı, onlar bile anlatırdı. Binali Koca dedi ki ‘Siyasetçi karar verir.’ Elbette siyasetçi karar verir. Ama kavisli karar verir de uygulamaya koyarsa dönüp bürokrata soramaz; ‘Kardeşim beni sebep uyarmadınız, kusurlu olduğunu’. Dünyanın hep demokrasilerinde kanun taslaklarını bürokratlar hazırlar.”

Share: