Mardinli Ekinci, Kuraklığın Etkilerini Aktardı: “Yağış Olduğu Ahit 1 Ton Buğday Alırsanız, Yağmur Olmadığı 250-300 Kiloya Düşüyor”

EREK AKGÜL

Mardin’dahi çiftçiler eylül ayının kurak geçmesi dolayısıyla susuzluk yaşadıklarını, araştırı kuyularının ise haddinden fazla pahalı olduğunu belirtti. Mardinli çiftçilerden Kayra Adıbelli, “Yağmur olmadığı ahit diyelim ki tıpkısı tarla ektiğin devir, yağmur olduğu zaman 1 ton buğday alırsanız yağış olmadığı devir o rekiz 250-300 kiloya düşüyor. Öyle olduğu ant, hem giderimiz haddinden fazla oluyor, aynı zamanda satışımız de birkaç peki” dedi.

Mardin’de kuraklıkla beraber tarım ürünleri bile açık tıpkısı sezon geçirdi. Münasebet tezgahlarına yansıyan kuraklığın etkileri, çiftçileri etüt kuyularına yöneltti. Elektriğe mevrut zamlar zımnında çiftçiler, faziletli miktarda faturalar ile yüz yüze kaldı.

“ÇİFTÇİLİKTE SIKINTI YAŞIYORUZ”

Ülkenin kalkınabilmesi amacıyla, çiftçilere dahi destek verilmesi gerektiğini ve vatandaşlarında bu sayede rahata gireceğini söyleyen Ihsan Adıbelli şunları söyledi:

“Mardin pazarcılarındanım. Pazarcılık dışında tıpkı zamanda çiftçilikle uğraşıyoruz. Bölümsel namına, yağmura ilişkin kendisine çiftçilik yapıyoruz. İmkanımız yok araştırı açıp akarsu çıkaralım. Cenabıhak’ın verdiği yağmurla ekincilik yapmaya çalışıyoruz. O bile bizim bölgemizde, ilkgüz ayında yağış alamadı. Sair bölgelere bakarak düşük tıpkı yağmur aldı. Bundan dünya bile çiftçilikte şu zaman sorumluluk yaşıyoruz. Yağmur olmadığı ant diyelim kim bire bir tarla ektiğin devir, yağış olduğu antlaşma 1 ton buğday alırsanız yağmur olmadığı devir o amut 250-300 kiloya düşüyor. Öyle olduğu antlaşma, hem giderimiz çokça oluyor, bire bir zamanda satışımız dahi birkaç tamam. Sen, 1 titrem aldığın ahit yer azından 1 kilosunu 6-7 liraya sattığın zaman, 7 bilyon (7 bin teklik) mal yapar. 300 kilogram sattığın ahit 300 kilonun yapacağı tüm 2 milyardır (2 bin liradır). Bu birlikte senin o tarlaya verdiğin emeğin, verdiğin masrafın mazotudur, gübresidir bunları karşılamıyor. Bundan dünya etki çekiyoruz. Yani ayrımsız an ilk yetkililerde çiftçilere bindi olsalar hem mutluluk açısından hem birlikte çiftçiler açısından çok mebzul tamam. Hem çiftçiler kalkınır hem bile ülkemiz kalkınır ve vatandaşta rahata girer.”

“YAĞMAYAN YAĞIŞA BAĞLIYORUZ”

Hüseyin Değer ise şunları söyledi:

“Çiftçiyim, ilkgüz ayında yağışın birkaç gelmesi hem mevsimin geç olması hem birlikte yağmur olmadığı amacıyla bizi etkiliyor. Bizim burada yağış olmadığı üzere sondajlar ile sulama yapıyoruz. GAP barajı buraya kadar gelmedi. Mezopotamya dedik mi Mardin adına geçiyor. Derik’ten bu yana, Kızıltepe’nin benzeri kısmını içine alıyor… Gerisi kuraklıktır. Yani sondajlar ile yapılıyor. Bunun amacıyla üstelik bizim bura, Mezopotamya ovası adına ekinlerimiz üstelik buğdaydır, arpadır, mısırdır, pamuktur bu ekinler suyla olur. Yağış yağmadığı müddetçe bu bizim zararımızadır. Sondajları bile çalıştıramıyoruz. Niçin çalıştıramıyoruz? Zira faaliyet faturası bize geliyor, koca geliyor sana tıpkısı kağıt veriyor diyor kim hayatiyet faturası, hangi büyüklüğünde Cenabıhak agâh. Zaten normal elektrik saati, saat dediğimiz sayaç, trafonun üstündedir. Ne sen görebiliyorsun, yani sondaj sahibi yerine onu görmeye imkanın yok. Eş diyor kim biz uzaydan takip ediyoruz, tükenik uzaydan takip ediyorsun amma bittabi izlem ediyorsun. Fatura veriyor sana diyor kim bu büyüklüğünde, ne büyüklüğünde? Örneğin herif yazıyor, 250 milyar, yoldaş benim 200 dönüm arazim varsa ve ego bunu sondajla suladıysam 250 milyar canlılık faturası geldiyse, gübredir, tohumdur, ilaçtır, mazottur çıktı yani böyle giderse çiftçinin yüzde 80’i hüsran durumundadır. Devletin bize imkan tanıdığını söylüyoruz, elektriğin yüzde 60 devletten, yüzde 40 esnaftan yani halktan karşılıyor. Sayaç trafoda, hangi kadar harcadığını bilmiyorsun. Ceza gönderiyorlar, istedikleri üzere atlama beygiri koşturuyorlar. Buda bağımlı kim çiftçinin ayrımsız zararıdır. Motorin olmuş 26-27 milyon bu dahi tıpkı zarardır. Hepsini neye bağlıyoruz? Yağmayan yağışa bağlıyoruz. Yani yağmur yağarsa kuyular çalışmaz, kuyular çalışmazsa elektriğe mal gelmez oradan kar ederiz. Sunu azından buradan konuşu çıkarız. Hepimiz uyumlu yağışı imge ediyoruz. Ekimde üstelik yağmazsa inşallah kasımda yağar.”

“ÇİFTÇİNİN İLACI YAĞIŞTIR”

Ayrımsız eksantrik esnaf Mahsun Başçı ise, “Baran yağmayınca çiftçiyi etkileniyor. Yağmadı mı fiyatlara bile yansıyor. Sebzeleri etkiledi. Fiyatlar şu an için akıllıca ama 1-2 hafta sonraları patlama yapar. Yerli bittiği antlaşma seralar uçuşa geçecek” diye niteleyerek belirtti. Şanlı Özkoç, “Mardin da pazarcılık işi yapıyorum. Yağmur olmadığı zaman çiftçiler etkileniyor. Çiftçinin ilacı yağıştır. Yağmur olmadı mı tümce etkileniyor. Mahsulat az oldu mu de Türkiye’deki ufuk böyle, para bir iki oldu mu fiyatlı satılır, çoğaldı mı ucuza satılır. Oportünizm haddinden fazla” ifadelerini kullandı.

Share: