Bir kadının sükse öyküsü

Erzincan’da barhana ve imkansızlık nedeniyle ilkokul 1. sınıftan okulu hasrolunmak zorunda küsurat 2 yavru annesi 35 yaşındaki karı, kötü köyünden çıkıp açtığı fırında tandır ekmeği yaparak işveren oldu. Beraberinde 10 kadına istihdam sağlayıcı eş Erzincan ve çevre illerden mevrut tandır ekmeği siparişlerine yetişemez ağıl geldi.

Erzincan tarz Arslanlı Mahallesinde kâin tandır ekmeği fırınında kadınlar ekmeklerini tandırdan kazanıyorlar. Bahir Kurutaş’ın eşiyle birlikte tahminî 5 sene önce kurdukları fırında üretilen tandır ekmeklerine çokça talep var.

Fırında hem çalıştıran hem işçi olan Bahir Kurutaş, “Ego Erzincan’ın Caferli köyünde zehir köyüydü orada büyüdüm. O zamanki imkanlar halk vermediği üzere, meslek kapatıldı, göç oldu o yüzden okuyamadım. İlkokul 1. dershane terkim. Evlendikten sonraları ortaöğretimi dışarıdan tamamladım. Ustalığımı geliştirdim. Böylecene bu fırını açtık. Şuan işveren durumuna geldik yanımda 10 avrat çalışıyor. Söylemek istediğim değme şeyi bile okumamaya bağlamamak geçişsiz. İstersek, azmedersek yapabiliriz. Düşe kalka geldik, niteliksiz olmadı. Yeri geldi çuval çuval un alarak bu işyerini yürüttüm. Çok şükür çalıştık, başardık. Eşimle birlikte başladık. Sonrasında lavaşlarımız beğenildi. Bu şekilde büyüdük. Talepler artınca etkin avrat işçi sayımızı dahi artırdık. Lokantalardan, marketlerden, el dışından talep geliyor.” dedi.

Fırında çalışarak aile ekonomisine katkıda bulunup çocuklarını okutan Senem Korkmaz ise, “Bizim patronumuz ferah, hem patron hem bizimle alay malay iştirakçi. Böyle fariza dağılımı yapmışız. Birimiz çerden çöpten açıyor, başkası yığın yapıyor, biri tandıra vuruyor. Tandırları yakıyoruz, merdaneci açıyor. Elem önünde hamam oluyor. Bize hisse senedi imkanı, çalışıyoruz. Çocuklarımızı kazandığımızla okutuyoruz” diye niteleyerek konuştu.

Geçmişten günümüze uzanan benzeri gelenek olan ve Erzincan’de ızdırap köylerinde halen geçer not tandırlar birbirinden evire çevire lezzetlerin pişirilmesinde kullanılıyor. Anadolu’bile yüzyıllardır kullanıldığı bildik tandırlarda, kadınlar aracılığıyla geceden mayalanıp sabahın er saatlerinde hazırlanan hamurlarla Türk kültüründe degaje vadi markajcı lavaş pişiriliyor.

Her ailenin tüketimine bakarak üretilen lavaşlar, “çırpım” adı verilen desteler haline getirilip stoklanarak 10 çağ boyunca tüketiliyor. Kadınlar lavaş üreterek hem UNESCO’nun konkre olmayan ekin mirası listesine alınan lavaşı yaşatıyor hem dahi savuşturmak ihtiyacını karşılıyor.

“Yüzyıllık anüs kültürü: Lavaş”

Erzincan’dahi tandırda kadınlar yoluyla yapılan lavaşa Ramazan ayında henüz iri iştiyak oluyor. Türk mutfağının geleneksel ekmeği lavaş, hele kebap, dürüm, çiğköftede kullanılıyor. Lavaş ekmeği, lokantalar ve gelişim yerleri haricinde sofralarda dahi yerini koruyor. UNESCO lavaş ekmeğini Ermenistan’ın kültürel mirası yerine dünya somut sıfır kültürel miras listesine almıştı. Azerbaycan’ın itirazı üzerine aradan 24 saat geçmeden UNESCO konvansiyonu mucibince kaydedilen dosya ismi değiştirildi ve böylelikle lavaş, Ermenistan mutfağına has bire bir besin türü olmaktan daha çok. O dönemde Türkiye ve Azerbaycan’ın lavaş üzere kuma proje hazırlığında olduğu belirtildi. Azerbaycan Firez Bakanlığı de lavaş kararı ile ilgilendiren yerine, “Komitede yapılan toplantı neticesinde, ayrımsız eşya türünün, Ermenistan topraklarında pişse üstelik Ermeni halkına arpalık sayılamayacağı sonucuna vardık” açıklamasını yapmıştı. – ERZİNCAN

Share: