Erzincan’da yer sarsıntısı farkındalığı üzere afet bölgesinden topladığı malzemeleri sergiledi

ERZİNCAN Binali Saika Üniversitesi Evire Çevire Sanatlar Fakültesi (GSF) Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, 11 ilin etkilendiği deprem bölgesindeki enkazdan getirdiği malzemelerle yaptığı çalışmayı farkındalık oluşması üzere sergiledi.

Sanatçı ve öğretim üyesi, Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, 6 Küçük Ay tarihinde Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremin arkası sıra bıraktığı nazik yıkımın acısını paylaşabilmek yerine yıpranmamış bire bir takat sınırı gerçekleştirdi. Erzincan’dahi depreme dikkat koymak isteyen Erzincan Binali Saika Üniversitesi Iyice Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukçu, Hatay’daki enkazdan topladığı malzemeleri Erzincan Ordu Caddesi üzerindeki Sulh Manço Parkı’nda platforma yerleştirerek hareket gerçeğine ilgi iletilmek istedi. Hatay’da zelzele birlikte hasar gören binalardan topladığı malzemeleri platforma yerleştiren Prof. Dr. Kavukçu, depreme özen buyurmak ve insanların bu konuda elan şuurlu olmalarına anahtar girmek için böyle tıpkısı düzentileme gerçekleştirdiğini söyledi.

Depremin Türkiye’da olduğu üzere hep dünyada insanları içten etkileyen benzeri katabolizma olduğunu anlatım fail Prof. Dr. Kavukçu, şunları söyledi:

“Erzincan bu acıyı sonuç yerine 1992’da yaşamıştı. Hatay’dahi, Maraş’ta, Adıyaman’birlikte, Antep’birlikte ülkemizin 11 seçme ilinde olan bu yer sarsıntısı ayrımsız sanatçı olarak, bir herif kendisine beni bile dikçe etkiledi. Ben bu süreçte özlük çapımda kimi projeler geliştirdim. Bazen düşünsel unsurlar üzerinden kavramlar üzerinden hareketle eskizler oluşturdum. Hatay’birlikte enkazdan toplayabildiğim kimi objeleri taşıyabildiğim kadarıyla zira orası dışarıdan gördüğümüz, ekranlardan gördüğümüz, izlediğimiz evet dahi fotoğraflardan gördüğümüz kadar değil güvenilmez tıpkısı derinlikte yara veren, sıkıntı veren, sarsıcı aynı uzanım var orada. O boyuta şahsen boylamak istedim. Onun için oradan aldığım, topladığım enkazdan seçtiğim objelerle bunlar gerileme ürünü amma bunları tıpkısı konuşma eserine tevcih etmek, bire bir çağcıl dille onları halkımıza aksettirmek, insanlara onların üzerinden, bu objeler üzerinden, bu nesneler üzerinden kuvve vermek hem de uyarmak ki Erzincan 13 Mart 1992’de en üst depremi yaşamıştı kim tığ 1939 depremini da büyüklerimizden hatıraları kulaktan onun büyüklerimizde oluşturduğu dip yaralar bizler da da yoğun izler oluşturmuştu. Esasta benim üzere ayrımsız mitoloji olmuştu. İnsanların gelip buna dokunmalarını istiyorum. Yaklaşıp elan mümasil planda üstelik izlemelerini istiyorum. Hatay’dan Erzincan’a balaban yüzyılın felaketini Erzincan’bile anlatırken, objeleri şahsen taşıyarak anlatırken, şahsen objelerin dili ile anlatırken can ve düşünsel bir bildirişim peşindeydim.”

Share: